
Üzengi kemiği kulak zarının arkasında bulunan kemikçiklerden biridir. İşte bu kemiğin tabanında meydana gelen kireçlenmelere Otoskleroz denir. Orta kulakta görülen bu hastalık seslerin iç kulağa geçişini engeller. Kulağımız, dış ortamdan gelen seslerle titreşir. Kemikçikler de bu titreşimi iç kulağa iletir. Üzengi kemiği de titreşimin sağlanmasından sorumludur. Bu kemiğin tabanında oluşan kireçlenme nedeniyle iç kulağa iletim gerçekleştirilemez.
Otoskleroz Sebepleri
Sebebi net olarak bilinmemektedir fakat bazı hastalarda kalıtsal faktörlerden söz etmek mümkündür. Öte yandan bazı araştırmacılara göre kadınların kızamık virüsü enfeksiyonlarına erkeklerden daha duyarlı oluşuyla bu hastalık arasında bir bağlantı vardır. Avrupa’da 1970’li yıllardan itibaren kızamık virüsüne karşı tatbik edilen aşılama programı otoskleroz oranının belirgin şekilde azalmasına vesile olmuştur. Rahatsızlığın başladığı yaş açısından erkekler ve kadınlar arasında herhangi bir farklılık mevcut değildir. Fakat kadın erkek oranının ½ olduğu söylenebilir. Otoskleroz yalnızca insanlarda görüldüğü için hayvanlar üzerinde bununla ilgili klinik araştırma yapılamamıştır.
Otoskleroz hastalarının duyma seviyesi kalabalık ortamlarda sessiz ortamlara göre daha yüksektir. Bu hastalık iç kulak kireçlenmesi diye de isimlendirilir ve işitme kaybına yol açan faktörlerin başında gelir.
Otoskleroz tedavisinde hastanın yaşı ve mevcut işitme kaybının hangi düzeyde olduğu dikkate alınır. Genç hastalarda cerrahi tedavi ön plandayken, yaşı ilerlemiş olanlarda işitme cihazının kullanımı tavsiye edilir. Bu hastalığın tedavi edilmesi mümkündür. Hastalığın ilerlemesi durumunda iç kulak sinirleri tahrip olur. Bu rahatsızlıkta ses iletimi engellendiği için hasta işitme kaybı yaşar. Otosklerozun kalıtımsal (genetik) olarak aile bireylerinden geçtiği bilinmektedir. Kadınlarda görülme oranı daha fazladır. Çünkü kadınların vücudunda salgılanan östrojen isimli bir hormon, kemiklerde ossifiye olmak suretiyle dominant bir role sahiptir. Bu ise hamilelikte otoskleroz nedeniyle iletim tipi işitme kaybı yaşanmasını açıklar niteliktedir.
Çoğunlukla genç erişkinlerde (20-30 yaş arasında) görülen bu hastalık, işitme her iki kulakta da azalmasıyla kendini gösterir.
Kimi zaman bununla birlikte kulak çınlaması, hafif baş dönmesi de görülür. İşitme kaybının şiddetinde her yıl artış olur. Bu hastalar öteki işitme kaybı vakalarının tam tersine, gürültülü ve kalabalık ortamlarda daha rahat duyabilirler.
İç kulak ile üzengi kemikçiğinin birbiriyle bağlantı kurmasını sağlayan tabanda kireçlenme oluşur. Bu yapısal kireçlenme katılaşmaya sebebiyet verir. İşte otoskleroz böyle gelişir. Buna bağlı olarak üzengi kemiğinin hareketi kısıtlanır. Ses dalgalarının iç kulak sıvılarına iletimi düzgün bir şekilde gerçekleştirilemez ve ‘iletim tipi işitme kaybı’ ortaya çıkar.
İç kulakta bir sorun yoktur fakat kireçlenme, sesin iletimini önlemektedir. Kireçlenme yüzünden iç kulak duvarı da zarar görebilir. Hastaların yaklaşık 2/3’ü su sesi, çınlama ve motor sesi diye tanımladığı subjektif sesler duymaktadır. Bunlara tinnitus denir. Otosklerozlu hastaların en çok yakındığı durumlardan bir diğeri vertigo (baş dönmesi) olup, bu şikâyete söz konusu bireylerde normal popülasyona göre daha sık rastlanmaktadır.
Otoskleroz Hastalığının Evreleri
Otoskleroz, kulak kireçlenmesinin bir alt türüdür. Bu hastalık erken ve geç evre olmak üzere iki grupta incelenir. Erken dönemde kireçlenme henüz tam olarak meydana gelmediğinden hastanın takibi işitme testleriyle yapılır. Bu aşamada hastanın sodyum florur tabletler kullanması istenir. Böylece hastalığın hızlı ilerlemesi önlenir. Fakat kireçlenme ciddi boyuta ulaştıysa ve hastalık geç evreye geldiyse kişi sosyal yaşamını etkileyecek derecede işitme kaybı yaşar. Bundan sonra cerrahi tedaviden başka bir seçenek kalmamıştır.
Otoskleroz Tedavisi
Hastalığın iyileştirilmesinde kullanılan 3 tedavi metodu vardır:
- Yöntem: İşitme cihazı kullanmak olumlu sonuç verir. Fakat bu uygulama hastalığın ilerlemesine engel olmaz.
- Yöntem: Hastalığın ilerleme hızını düşürmek için birtakım ilaçlardan yararlanılır. Tedavideki etkinliği sınırlıdır.
- Yöntem: Cerrahi müdahaleden başka bir alternatif yoksa otoskleroz hastalığının tedavi edilmesi için hastanın ameliyata alınması gerekir. Bu ameliyata ‘’stapedektomi’’ Bu yöntemde üzengi kemiği çıkarılır ve yerine ”teflon piston” olarak bilinen bir protez yerleştirilir. Üzengi kemiğinin tabanına bu protez aracılığıyla delik açılır. Kemiğe ulaşan ses iletişimlerinin iç kulaktaki sıvılara ulaşması bu sayede mümkün olur. Bu sıvıda oluşturulan dalgalar kişinin duymasını sağlar. Üzengi kemiği ufacık, çok ince bir kemiktir. Az evvel de ifade edildiği gibi cerrahi uygulamada bu kemik yerinden alınır ve oraya protez konulur. Söz konusu ameliyatın işitme kaybı tedavisindeki başarı oranı en az %90 oranındadır.
Bu ameliyat uzmanlık gerektirir. Operasyon sırasında gelişmiş ameliyat mikroskoplarından yararlanılır. Ameliyatın ardından baş dönmesi görülebilir. Kimi zaman baş dönmesiyle birlikte bulantı ve kusma da olabilir. Fakat bu durum geçicidir. Nadiren hafif ağrı meydana gelebilir.
Hastalar ameliyatın ardından erken dönemde, yani en az 2 ay boyunca -baş dönmesi şikâyetinden tam olarak kurtulana kadar- araba ve uçak ile yolculuk yapmaktan, ağır kaldırma ve dalış gibi aktivitelerden uzak durmalıdır.